İmar kirliliğine neden olma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesinde düzenlenmiştir ve şehircilik düzenini, imar planlarının uygulanmasını ve kamu yararını korumayı amaçlar. Ruhsatsız bina yapmak, ruhsata aykırı yapı inşa etmek veya yapı kullanma izni olmadan bina faaliyeti yürütmek bu suç kapsamındadır. Özellikle kaçak yapılaşma ve plansız kentleşme gibi sorunlar, hem çevresel hem de toplumsal açıdan ciddi sonuçlar doğurduğu için cezai yaptırımla karşılaşılır.
TCK 184 Maddesi ve Kanuni Düzenleme
TCK m.184 hükmü özetle şu şekildedir:
- İmar planına aykırı olarak ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapan veya yaptıran kişi,
bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. - Ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılan binayı imar planına uygun hale getirmeyenler
hakkında da aynı ceza uygulanır. - Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade
eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. - Yapı ruhsatı olmayan bir binada herhangi bir şekilde elektrik, su veya telefon
bağlanmasına müsaade eden görevliler de cezalandırılır. - Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar
planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde kamu davası açılmaz, açılmış olan
kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Unsurları
Fail: Bina yapan veya yaptıran herkes olabilir (mal sahibi, yüklenici vb.).
Mağdur: Toplumun tamamı, çünkü imar düzeni kamu yararını ilgilendirir.
Fiil Türleri:
- Ruhsatsız bina yapmak
- Ruhsata aykırı bina yapmak
- Yapıyı imar planına uygun hale getirmemek
- Elektrik, su, telefon bağlanmasına hukuka aykırı izin vermek
Manevi Unsur: Suç kastla işlenebilir; failin ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı yaptığını bilerek hareket etmesi gerekir.
Yargıtay Kararlarında İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu
Yargıtay, imar kirliliğine neden olma suçunda yapı ruhsatı bulunup bulunmadığını, ruhsata aykırılığın derecesini ve belediye kayıtlarını titizlikle incelemektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.11.2018 tarihli, 2017/869 E. ve 2018/504 K. sayılı kararında şu değerlendirmeye yer verilmiştir:
“Sanığın suça konu iş yerini ne zamandan itibaren işletmeye başladığı ve bu kapsamda esaslı tadilatların sanık tarafından mı yoksa kendisinden önceki işletmeciler tarafından mı yapıldığı hususlarının tespit edilmesi amacıyla sanığın ifadesinde geçen R. K. isimli bir kişinin var olup olmadığının araştırılıp, var olmasının tespit edilmesi halinde açıklanan hususlar ile ilgili tanık sıfatıyla ifadesine başvurulması, yargılamaya konu edilen tadilatın ne zaman yapıldığı ve tadilatın bina mahiyetinde alan kazanma niteliğinde olup olmadığı, alan kazanma dışındaki tadilatın ise taşıyıcı unsurları etkileyip etkilemediği hususlarında bilirkişiden teknik verilere dayalı ek rapor alınması ve dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,” denilerek bozma kararı verilmiştir.
Bu karar, imar kirliliği suçunun tespitinde teknik inceleme ve tanık beyanlarının ne kadar kritik olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Suçun Soruşturulması ve Zamanaşımı
İmar kirliliğine neden olma suçu, şikâyete bağlı olmayan suçlar arasındadır. Bu nedenle savcılık, herhangi bir şikâyet beklemeksizin re’sen soruşturma başlatabilir. Suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Soruşturma, belediyeler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya vatandaşların ihbarı üzerine de açılabilir. Böylece hem kamu kurumlarının hem de bireylerin ihbarları, savcılığın harekete geçmesi için yeterli olmaktadır.
Hukuki Başvuru Süreci ve Profesyonel Destek
İmar kirliliği suçu sadece cezai değil, idari yaptırımlar (para cezası, yıkım, mühürleme) da doğurur.
Bu süreçte mutlaka:
- Ruhsat durumu incelenmeli
- Belediye ve kurum kayıtları toplanmalı
- İmar planına uygun hale getirme çalışmaları yapılmalı
- Ceza hukuku ve imar hukuku konusunda uzman bir avukattan destek alınmalıdır.
Av. Atamert Sezgin